5 Temmuz 2015 Pazar

Nani mi Poldi mi?

Özellikle Galatasaray'ın yeni stadını tamamlamasıyla, birbirine yakınlaşan gelirler sonucunda, kış aylarında yaşanan şampiyonluk yarışının yanına bir de yaz aylarındaki transfer yarışı eklendi.  Galatasaray ve Fenerbahçe artık yaz günlerinde de bir rekabetin içindeler, ancak saha dışında.

Bunun son örneğini de bugünlerde yaşıyoruz. Fenerbahçe'nin Nani hamlesinin ardından Galatasaray da Podolski ile imzaladı. Bu iki yıldız da önümüzdeki sezon Türkiye Ligi'nde mücadele edecek. Peki hangisi daha iyi, Nani mi Poldi mi?

Böyle bir karşılaştırma yapabilmek için sahip olmamız gereken ön şartlardan en önemlisi maalesef eksik. Bu iki oyuncu da hücum oyuncuları olmalarına rağmen elma ile armut gibiler! Birbirinden çok farklı tipte oyuncular. Bu yüzden hangisi daha iyi babında bir karşılaştırma yapmak yersiz ve mantıksız olacaktır. İyisi mi bunu yapmayalım, hangi oyuncunun yeni takımına daha fazla katkı verebileceği üzerine kafa yoralım.



Luis Carlos Almeida da Cunha Nani

Fenerbahçe'nin geçtiğimiz sezon, üzerine Diego'yu da eklediği şampiyon kadrosuyla, bir çok kriz yaşayan rakibine şampiyonluğu kaybetmesinin en önemli sebeplerinden biri,  kendi ceza sahasına çok adamla kapanan takımlara karşı bir türlü çözüm üretememiş olmasıydı. Fenerbahçe geride bıraktığımız sezonda Akhisar Bld., Eskişehirspor, Konyaspor, Başakşehirspor gibi takımlara karşı puan kayıpları yaşamıştı. Bunlar hep ceza sahasına çok adamla kapanan ve hızlı oyuncularıyla kontra ataklar üreten takımlar. Ayrıca Trabzonspor'un da Fenerbahçe maçlarında benimsediği oyun anlayışı bu şekildeydi hatırlayacaksınız ve iki maç da berabere sonuçlanmıştı. Peki bunun sebebi neydi?


Sow, Emenike, Webo ve Kuyt geçtiğimiz sezon Fenerbahçe'nin hücum hattını oluşturuyordu. Bu oyuncular bireysel yetenekleriyle adam eksilterek rakip savunmanın dengesini bozabilecek tarzda isimler değil. Diego da fiziksel ve mental eksiklikleri sebebiyle takımın bu açığını kapatacak performansa ulaşamamıştı. Bu da Fenerbahçe'nin yukarıda bahsettiğim problemleri yaşamasına sebep olmuştu. Fenerbahçe bu tarzda sıkışan maçlarda oyunu genişletebilen orta alan oyuncularına sahip olmasına rağmen Caner ve Gökhan'ın ceza sahasına gönderdiği ortalar dışında hiç bir hücum çeşitliliği gösteremiyordu. Kanatlarda topla buluştuktan sonra bire birde adam eksilterek doğrudan gole ve asiste gidebilecek bir oyuncunun eksikliği gün gibi ortadaydı.





İşte bu eksiklik sebebiyle Luis Nani'nin Fenerbahçe için biçilmiş bir kaftan olduğunu düşünüyorum. Nani en iyi yıllarını 2009-2011 döneminde Sir Alex Ferguson yönetimindeki Manchester United'ta geçirdikten sonra kariyerinde dikey bir düşüşe geçti. İngiltere'deki son sezonunu da sakatlıklarla geçirdikten sonra geçtiğimiz sezon doğduğu yer olan Sporting Lisbon'a döndü ve yeniden ayağa kalktı. Portekizli yıldız 35'ten fazla maça çıktı ve toplamda 12 gol 8 asistlik bir istatistik ile sezonu tamamladı. Yani yeniden eski günlere dönüş sinyalleri verdiğini söyleyebiliriz. Henüz 28 yaşında bir oyuncu için yeniden performansının zirvesine çıkmak hiç de uzak bir ihtimal değil. Oyuncu profilinin çok yüksek olduğundan da bahsetmemiz gerekiyor. Banko oynadığı bir sezonda Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmış bir oyuncudan bahsediyoruz. Fenerbahçe'nin bu profildeki oyuncu eksikliğini de giderecektir. Soru işaretleri neler olabilir derseniz, o konuda da söylenecek bir kaç şey var. Öncelikle Fenerbahçeliler bir çok pozisyonda "yahu vur artık daha niye oyalıyorsun topu!" tepkisi vermeye hazır olsunlar. Çünkü topu ayağında tutmayı çok seven bir oyuncu Nani. Bunun yanında Portekiz Ligi ligimize göre oldukça yumuşak ve gole ulaşmanın daha rahat olduğu bir lig. Geçen sezonki gol sayısına bu sezon ulaşamazsa şaşırmamalıyız. Nitekim ligimize ve sertliklerine alışması zaman alabilir, belki de ilk planda sabır göstermesi gerekecek Fenerbahçe taraftarının Nani'ye. Ancak son tahlilde Nani'nin çok faydalı olacağını düşünüyorum. Transfer puanım da şu şekilde:

Takımın ihtiyacı / Oyuncunun özellikleri                         =             9/10
Oyuncu profili (Repütasyonu)                                           =             9/10
Oyuncu yaşı                                                                         =             9/10
Fiyat*                                                                                    =             7/10
                                                               Ortalama            =             8,5/10


* Fenerbahçe A.Ş. yönetimi ilgili KAP bildirimlerinde bonservis, imza parası ve oyuncu yıllık ücretlerini açıklamadığı için, bu değerlendirme basında oluşan genel kanaat üzerine yapıldı.


Lukas Podolski


Galatasaray Hamza Hamzaoğlu'nun gelişiyle benimsediği oyun sisteminde iki kanattan birinde, kanat forvet olarak nitelendirdiğimiz bir oyuncuya ihtiyaç duydu. İlk planda Bruma, Emre Çolak ve Olcan bu işle görevlendirildi ancak hiç biri bunun altından kalkamadı. Sezonun ilerleyen bölümlerindeyse Yasin Öztekin adeta kadronun içinden yeni bir transfer gibi ilk 11'e yerleştirildi ve kadrodaki önemli bir gedik giderilmiş oldu. Sneijder ile 2'ye 1 oyunlarını oynayan ve ona daha çok serbestlik yaratan bir oyuncu olmuştu Yasin. Ancak üç kulvarda yarışacak bir takımın, özellikle Şampiyonlar Ligi'nde kanat forvet tarzında tek bir alternatifle devam etmesi düşünülemezdi. Bunun yanında Yasin'e örneğin bir Manchester City maçında ne kadar güvenebilirdiniz. Bu sebeple buraya daha önce önemli tecrübeler kazanmış bir oyuncunun transfer edilmesi takımın geleceği adına çok önemliydi.





Podolski cephesinden baktığımızdaysa, Nani'ye benzer şekilde en iyi zamanlarını geride bırakmış bir yıldızdan bahsediyoruz. Poldi, Köln'de yaşadığı harika sezonlardan sonra Alman devi Bayern Münih'e transfer yapmış bir oyuncu. Burada inişli çıkışlı bir performans gösterdikten sonra ise aynı Nani gibi evine, Köln'e dönmüş ve tekrar eski performansını yakalamayı başarmıştı. Bu performansı ona önemli bir transfer imkanı daha tanıdı ve İngiliz devi Arsenal'e yeni bir maceraya gitti Podolski. Yine inişli çıkışlı performanslar gösterdi ve geçtiğimiz sezon devre arası transfer sezonunda İnter'e kiralandı. Poldi, İtalya'da belki de kariyerinin en kötü zamanlarından birini geçirdi. Şimdiyse Galatasaray'ın hücum bölgesinde ihtiyaç duyduğu çeşitliliği gidermek üzere ligimizde. 


Bu transferin de Galatasaray için çok hayati olduğunu düşünüyorum. Podolski, kendisine kanat forvet olma görevi verildiğinde bunu rahatlıkla yerine getirebilecek bir yıldız. Ancak o, yalnızca bundan ibaret değil. Hücumun tüm bölgelerinde rahatlıkla güvenebileceğiniz bir isim. Hamzaoğlu'nun 4-2-3-1 sisteminde ileri 4'lünün her bölgesinde faydalanabilecektir Galatasaray Poldi'den. Özellikle oyun görüşü çok yüksek bir oyuncu olması sebebiyle Sneijder'den başka bir oyun aklı daha var artık Galatasaray forvetinin. Ayrıca topun paylaşımını doğru yapan bir Galatasaray bu ikili sayesinde Burak Yılmaz'ı da daha efektif kullanma imkanına sahip olacaktır. Bitiricilik konusunda da tartışmasız şekilde elit seviyede bir oyuncudur, Burak ve Umut'un zaman zaman bu konuda takıma yaşattığı sıkıntılara da çare olacaktır. Podolski'nin asıl istikrar yakaladığı takım ise Almanya milli takımıdır. Almanya'nın Dünya Kupası'nı kazanan altın jenerasyonunun 10 numarasıdır Poldi. Şu anda Almanya milli takımının en çok gol atmış üç isminden biri olması da bilinmesi gereken bir husus. Soru işaretleri nedir derseniz; öncelikle Galatasaray hücum hattı artık biraz daha yaşlı. Burak 30, Poldi ve Sneijder ise 31 yaşındalar. Bu noktada Galatasaray'ın hücumuna yapacağı diğer transferinde aranacak özelliklerden biri de artık 25-30 yaş aralığında olmasıdır! Bunun yanında Podolski'nin kariyerinde doğrudan şampiyonluğa ve hedefe oynayan takımlardaki performansları şimdiye dek iç açıcı değil. Son sezonlarda temposunu kaybetmiş olması da Polonya asıllı Alman oyuncunun bir handikapı. Yine son tahlilde çok doğru ve faydalı bir transfer olduğunu düşünüyorum Podolski'nin de. Puanlarım şöyle:

Takımın ihtiyacı / Oyuncunun özellikleri                         =             8/10
Oyuncu profili (Repütasyonu)                                           =             9/10
Oyuncu yaşı                                                                         =             7/10
Fiyat                                                                                     =             9/10
                                                               Ortalama            =             8,25/10


Sonuç olarak benim değerlendirmemde Nani küçük bir adım öne çıkmış oldu. Ancak her iki transferin de çok yerinde katkılar olduğu aşikar. Özellikle hem Fenerbahçe hem de Galatasaray'ın en önemli şansı kanımca EURO 2016'dır. Bu iki oyuncu da milli takımlarının yakın geçmişte vazgeçilmezi olmuş isimler. Fakat her ikisi de kariyerlerinde düşüş yılları yaşayarak milli formalarını tehlikeye attılar. Türkiye'ye gelmeyi tercih etmelerinde, sezonda 30'dan fazla maç oynayarak performanslarını eski seviyelerine çıkarmak arzusunun çok etkili olduğunu düşünüyorum. Her iki oyuncu da sağlıklı olmaları halinde tüm konsantrasyonlarıyla, takımları (ve kendileri) için sonuna kadar mücadele edeceklerdir. Biz de bu iki oyuncuyu kıyaslayıp birbirine kırdırmak yerine, ligimizde böyle büyük oyuncuların emeklilik yaşlarından çok önce gelmiş olmalarının keyfini çıkarmalıyız.



Okuduğunuz için teşekkür ederim.






1 yorum:

  1. Yazılarınızı ilgiyle takip ediyor ve merakla bekliyorum..Yorumlarınıza katılmakla birlikte not konusunda kendi fikrimi söylemek isterim.Tek tek ayrıntıya girmek istemiyorum.Ama genel toplamda benim Nani ye notum 95/100 , POLDİ ye ise 85/100 şeklindedir.
    Ayrıca iyi bir GS li olarakbunn tam tersi olmasını çok isterim..Hayırlısı..

    YanıtlaSil