30 Mayıs 2016 Pazartesi

OMUZ OMUZA!

“- Dudağımı kim patlattı?
  - Geçen hafta sen de bana dirsek atmıştın.
  - Omzum çürüdü ne biçim vuruyorsun?
  - Üstümüze neden uçuyorsun manyak mısın?
  - Bana geçen sene kafa atmıştın ona say.”

Hep derler ya, tribün ortamı başkadır diye, başkadır hakikaten. Askerlik gibidir aslında. İçinde bulunmayana anlamsız gelir, bir kere yaşayan da anlata anlata bitiremez. Hepimiz ilk gittiğimiz maçın skorunu hatırlıyoruz üzerinden yıllar da geçmiş olsa.

Yan koltuğunda oturduğun, hiç tanımadığın gencin, abinin, amcanın, kankası, kardeşi, oğlu olman takımının attığı bir gole bağlıdır. Öyle içten öyle coşkuyla sarılırsın ki, umrunda olmaz kim olduğu yanındakinin. Bir daha da hayatın boyunca görmezsin büyük ihtimalle. O kişileri bir kez daha gördüğünde ise ortaya böyle bir yazı ve anlatılacak tonla hikaye çıkıyor.



Ne zaman tanıştık, ne zaman samimi olduk, hiçbirimiz hatırlamıyoruz ama o koltukları satın aldığımızdan bugüne birbirimizin hayatının akışına hakimiz. Kimimiz liseden mezun oldu, üniversiteye girdi, kimimiz üniversiteyi bitirip meslek sahibi oldu, kimimiz her maça beraber geldiği kız arkadaşından ayrıldı, askere gitti, askerken bile maça geldi, İstiklal Marşı’nda istemsizce selam durdu, kimimiz evlendi, kimimizin de çocuğu oldu. Dün ne yediğini hatırlamayan bu insanlar, eminim ki biraz düşünüp hangisinin ne zaman olduğunu hatırlayacaktır. Takvime bakarak değil ama, fikstüre bakarak.

6 yıl önce, arkadaşlarıyla yan yana kombine bilet alan, apayrı yaş kuşaklarındaki 4 farklı insan grubu, şimdi neredeyse her gün diyalog halindeler. Gol sevinciyle, pozisyon kritikleri yaparak, üzüntüsünü, sevincini, heyecanını, öfkesini, coşkusunu paylaşarak, bugün maça gidip gitmeyeceğini, birbirlerinin durumuna göre karar verir oldular. Hatta birbirlerini kandırıp, Madrid’e bile gittiler maç izlemeye.

- Dudağımı kim patlattı?
- Geçen hafta sen de bana dirsek atmıştın.
- Omzum çürüdü ne biçim vuruyorsun?
- Üstümüze neden uçuyorsun manyak mısın?
- Bana geçen sene kafa atmıştın ona say.

Bu soruları soran insanlar, ilk bakıldığında kavgadan çıkmış gibi görünse de, kritik bir galibiyetin ardından yaşanan klasiklarden biri ve genelde bunun sorulduğu kişi de benim. Tek ortak noktaları aynı takımı tutmaları olup, es kaza birbirinin yanına denk gelen bu insanların, birbirini bu kadar hırpalamalarını bile gülerek anacak hale gelmelerini izah etmek için de, tek bir alıntı yeterli sanırım;

 “Futbol asla sadece futbol değildir” 
                                    Bill Shankley.

Aslında bir tane daha var:

Futbol çok enteresan oyun” 

                                   Ömer Üründül.

2 yorum:

  1. Tribün heyecanını çok çok eskilerden ezeli rakiplerin yan yana maç izlediği zamanlardan bilirim..
    Artık her şey değişti..Fanatizm zirve yaptı..Ama maçları omuz omuza izleyen heyecanlı coşkulu akıllı mantıklı ve tadında fanatikler de var.
    Çocuklarımla zaman zaman gittiğim maçlarda gördüm bu fotoğrafı.
    Evet gerçekten OMUZ OMUZA..

    YanıtlaSil
  2. Tribün heyecanını çok çok eskilerden ezeli rakiplerin yan yana maç izlediği zamanlardan bilirim..
    Artık her şey değişti..Fanatizm zirve yaptı..Ama maçları omuz omuza izleyen heyecanlı coşkulu akıllı mantıklı ve tadında fanatikler de var.
    Çocuklarımla zaman zaman gittiğim maçlarda gördüm bu fotoğrafı.
    Evet gerçekten OMUZ OMUZA..

    YanıtlaSil